17 Aralık 2014 Çarşamba

JPEG'den Daha Küçük ve Kaliteli Yeni Dosya Formatı

BPG formatı, dosya büyüklüğü olarak JPEG’in yarısı kadar fakat kalite açısından birkaç adım önde.
JPEG uzun yıllardır internette kullanılan hakim görsel formatıydı. Günümüzde de GIF ve PNG’nin önünde hala en popüler format olmaya devam ediyor. Bu hegemonyayı değiştirebilecek bir dosya formatı da FFmpegve QEMU’nun geliştiricisi Fransız programcı Fabrice Bellard tarafından yayınlandı.

BPG (Better Portable Graphics) ismini verdiği dosya çözümle algoritması ile JPEG gibi basit görsel görüntüleme işlemini daha iyi sıkıştırılmış dosyalarla sunuyor. Böylece JPEG’e göre daha kaliteli görüntüyü yarı büyüklükle yayınlayabiliyor.






Basit bir görsel kıyaslama aracıyla bu farkı görülebiliyor. Bu formatı kullanmak isteyen geliştiricilerin internet sitelerine veya tarayıcılara küçük bir javascript kodu eklemesi yeterli oluyor. Sonrasında kamuoyunun tepkileri ile JPEG’in geleceği tayin edilecek.

4 Ağustos 2014 Pazartesi

Zengin insanlarla evlenmek için ne yapmam gerek?

Dünyanın en büyük finans şirketlerinden J.P. Morgan'ın CEO'su James Dimon'un, zengin koca avcısı bir kızın kendisine attığı bir e-mail'e verdiği cevap...
"Sayın Morgan,
Sizinle dürüst olacağım... Bu yıl 25 yaşına giriyorum. Çok güzelim, iyi bir stilim var ve kaliteli şeyleri severim. Yıllık geliri en az 500 bin dolar veya daha fazla olan bir adamla evlenmek istiyorum. Aç gözlü olduğumu düşünebilirsiniz fakat New York’ta yıllık geliri 1 milyon dolar olan insanlar maalesef orta sınıf sayılıyor.
Çok şey istemiyorum. Bu sizin sitenizde yıllık geliri 500 bin dolar veya daha fazla olan biri var mı? Hepiniz evli misiniz? Sormak istiyorum, sizin gibi zengin insanlarla evlenmek için ne yapmam gerek?
Bugüne kadar birlikte olduğum erkekler arasında en zengini yılda 250 bin dolar kazanıyordu. Central Park’ın batı yakasında, yüksek bütçeli rezidanslarda yaşamak isteyen biri için yıllık 250 bin dolar yeterli değil. Size alçak gönüllülükle soruyorum:
1) Zengin bekarlar nerede takılır? (Lütfen bar, restaurant, spor salonu, kulüp, vs... gibi mekanların isimlerini ve adreslerini yazar mısınız.)
2) Hangi yaş kategorisine odaklanmalıyım?
3) Çoğu zenginin eşleri neden ortalama güzellikte? Bir kaç kızla tanıştım; güzel veya ilgi çekici değiller ama zengin erkeklerle evlenebiliyorlar.
4) Kimin karınız, kimin yalnızca sevgiliniz olabileceğine nasıl karar veriyorsunuz? Benim hedefim evlenmek. Zengin bir adamla evlenebilmek için ne yapmalıyım ?
Bayan Güzel"
Cevap:
"Sevgili Bayan Güzel,
Yazınızı büyük bir ilgiyle okudum. Tahmin ediyorum ki sizin gibi aynı soruları soran pek çok genç kız var. Lütfen profesyonel bir yatırımcı olarak durumunuzu analiz etmeme izin verin. Benim yıllık gelirim 500 bin doların üzerinde, sizin kriterlerinize uyuyor, bu sebeple zamanınızı boş yere çalmadığımı umut ediyorum.
Bir iş adamı gözünden bakarsak, sizinle evlenmek kötü bir fikir. Nedeni ise çok basit, lütfen açıklamama izin verin... Detayları bir kenara bırakırsak, yapmaya çalıştığınız şey “güzellik” ile “para” ikilisini takas etmek: A kişisi güzelliği sağlar, B kişisi de bunun için ödeme yapar, gayet adil. Fakat burada ölümcül bir problem var; sizin güzelliğiniz kaybolacak ama benim param iyi bir sebep olmadıkça tükenmeyecek. Aslına bakarsanız, benim gelirim yıldan yıla artabilir, ancak siz yıldan yıla güzelleşemezsiniz. Bu sebeple, ekonomik açıdan bakarsak, ben değer kazanan bir varlıkken siz değer kaybeden bir varlıksınız. Hem de sıradan bir değer kaybı değil, katlanarak artan bir değer kaybı. Eğer güzellik sizin tek varlığınızsa, değeriniz 10 yıl sonra çok daha düşük olacak.
Wall Street’te kullandığımız bir terimden yola çıkarsak, sizin için “takas pozisyonu” diyebiliriz, “satın al ve bekle” değil. Sizi satın almak iyi bir fikir değil, bu sebeple kiralamayı tercih ederim. Çünkü alışveriş değeri düşen bir şeyi uzun süre elde tutmak hiç de akıllıca değildir. Şüphesiz; aynı şey sizin istediğiniz evlilik için de geçerli.
Bu yazdıklarım size zalimce geliyorsa bir de şöyle düşünün; tüm paramı kaybetseydim, beni terk etmez miydiniz? Aynı şekilde güzelliğinizi kaybettiğinizde, benim de çıkış yolunu bulmam gerekmez mi?
Yıllık geliri 500 bin doların üstünde olan insanlar aptal değil; sizinle yalnızca çıkarız ama evlenmeyiz. Size, zengin bir adamla evlenme fikrini unutmanızı öneririm. Bu arada, yılda 500 bin dolar kazanan o zengin siz olabilirsiniz. Zira o kadar parayı kazanmak, zengin bir aptal bulabilme ihtimalinizden daha yüksek...
Kolay gelsin.
J.P. Morgan . . .

31 Ocak 2014 Cuma

Tasarımcı mısın o zaman bunları bileceksin...

Mark W. Lewis tasarımcılara en çok söylenen 10 yalanı paylaşmış. Bu maddelerden en az bir yada bir kaçı eminizki başınıza gelmiştir.
 

Özellikle Freelance işlere yeni başlayanlar bu maddeleri çok dikkatli okusunlar çünkü sürekli karşılarına çıkacak!
 

 
Bakalım Neymiş bu 10 büyük yalan ?


1- Bunu bizim için ucuza yada ücretsiz yap, bir dahakinde telafi edelim!
Saygın hiç bir iş sahibi, daha sonra ödenmek üzere yada ücretsiz olarak emeğini ve zamanını vermez.
 

Bir tesisat ustasına "Bu seferlik lavaboyu bedava ver ve yerine monte et, bir dahaki lavabo ihtiyacımızda telafi ederiz!" dediğinizi hayal edebiliyoırmusunuz ?
Bu tip müşteriler muhtemel bir sonraki işte zaten sizi aramayacaklardır.

2- Son halini görmeden asla ücret ödemeyiz!
Bu müşterilerin sizden avans istemenizi engellemek için kurduğu bir tuzaktır. Heme her tür işte önce avans verilir ve ondan sonra işler devam eder.
Müşterinizle devamlılık arzeden bir ilişkiniz olması durumunda farklı davranabilirsiniz, ancak yeni bir müşteri hiç bir zaman çalışmalarınızı ücretinizin bir kısmını ödemeden görmemeli.

3- Bu işi bizim için yap, senin için iyi referans olur, işlerin açılır!
En büyük yalanlardan biri. Aynı şeyi lavabocuya söylediğinizde, size vereceği yanıt, "İşimi kusursuz yapsam bile farkedilmek için bunu size bedavayamı yapmam gerek?" olacaktır.
 

Ayrıca işi bu şekilde yaptıran işveren etrafındakilere projeyi ne kadar ucuza çıkardığını böbürlenerek anlatacaktır.
Çevresinden sizi yeni bir iş için arayan olsa bile muhtemelen size diğer işten aldığınız ücreti önereceklerdir.

4- Demo çalışmalara bakarken “Seninle çalışıp çalışmamaya henüz karar vermedik. Ama malzemeleri burada bırak ben ortağımla,yatırımcımla,karımla,patronumla görüşeyim.”
Bunu söyleyen kişi emin olabilirsinizki çalışmalarınızı teslim ettik sonra 15 dakika içinde diğer tasarımcıları arayarak fiyat bilgisi isteyecektir.
 

Geri aradığınızda size ona verdiğiniz fiyatın çok yüksek olduğunu ve x bir tasarım firmasının daha uygun fiyat vererek işi aldığını söyleyecektir.
 

Elbette onlar ucuz olacak, çünkü siz zaten saatlerce çalışarak ön çalışma ve danışmanlık hizmetini ücretsiz olarak verdiniz.
 

Sözleşme yapana kadar hiç bir yaratıcı çalışmayı müşterinin ofisinde bırakmayın !

5- Proje iptal olmadı, sadece ertelendi. Hesabımız açık kalsın 1-2 ay sonra devam ederiz!
Muhtemelen etmeyecektir. İşte duraksama varsa muhtemelen o proje cansızdır. O ana kadar yaptığınız kısmın ücretini almamanız ise büyük hata olacaktır.
 

2 ay sonra geri aradığınızda o proje ile ilgili olarak başka biri atanmış olabilir, ve bilin bakalım ?! Bu yeni sorumlu kişi sizin adınızı bile duymamış olabilir!

6-Sözleşme mi ? Ne sözleşmesi, biz arkadaş değilmiyiz ?
Birşeyler yanlış gidene dek elbette arkadaşız. Akabinde senin takım elbiseli aşağılık benimde gerzek tasarımcı olmamam için sözleşme şart.
 

Ancak yaptığınız işler için para ödenmemesini bekliyorsanız o sizin bileceğiniz iş.
Saygın her iş sahibi mutlaka sözleşme yapar. Sizde yapmalısınız.

7- Faturayı iş üretildikten sonra kesip gönder!
Daha çok basılı grafik işlerinde, eğer uygulama yada basımını sizin yapmadığınız bir iş için, neden başkasının iş bitiş tarihini bekleyesenizki.
 

Siz zaten tasarımınızı teslim ettiniz ve kabul edildi. O zaman faturanızı kesebilirsiniz. Bu sizi başka türlü bir bekletme taktiği olabilir. Müşteriniz işin tasarım sonrası aşamalarında ortaya çıklacak sorunları çözebilmek için sizi bekletiyor olabilir.

8- Senden önceki şu kadara yapmıştı…
Tamamen alakasız bir söylem. Eğer daha önceki çok iyi bir iş çıkarmış olsa şu an sizinle değil onunla konuşuyor olmaları gerekirdi.
 

Bir öncekinin ne kadar ücret aldığı yada talep ettiği sizi hiç ilgilendirmemeli. Piyasanın altında ücret talep edenler yakında bu piyasadan ayrılacak demektir ya iflas edeceklerdir yada sektör değiştireceklerdir.

9- Bizim bütçemiz bu kadar diyen firmalar
İnanılmaz değilmi ? Adam araba almak istiyor hiç araştırmadan alacağı araba için ne harcayacağını biliyor.
 

Her proje belli ölçekte bir ücrete karşılıktır. Daha az paraları varsa sizde karşılığında daha az çalışarak işi çıkarabilirsiniz. Ama bunu onların anladığından emin olun.
İşi basitleştirerek sunacağınız bütçeyi kısın.

10- Finansal sorunlar yaşıyoruz, işi teslim et, biz biraz kazandıktan sonra ödemeni yapalım!
Tabii ki, ancak ödeme yapılacaklar listesinde en alt sıralarda olduğunuzu bilin. Bir firma kötü gittiğini açıklayabiliyorsa emin olun göründüğünden çok daha kötü durumdadırlar.
 

Ayrıca bir banka olmadığınızı unutmayın geciken ödemeler ile ilgili olarak size ek ödeme yapılmasını isteyin.

İster tasarım ajansı sahibi olun ister freelance çaışın bu 10 maddelik listedekilere bir gün muhtemelen rastlayacaksınız. Yada bir çoğuna rastladınız bile.
 

Okuduğunuz yazının kaynağı yabancı, buda şu anlama geliyor Türkiye'de bu işi yapıyorsanız bu maddeler haricinde daha sert ve farklı zorluklar ile karşılaşmanızda olası.

Zaman zaman sizlerden, tasarım işine girmek ve bunu meslek edinmek isteyenler için tavsiyeler yada mesleğe yeni başlamış kişilerin iş hayatlarında yaşadıkları zorluklar ile ilgili e-postalar gelmekte bu makale işe yeni başlayanlar için önemli bir kilometre taşı olacaktır. Özellikle serbest çalışanlar için....

28 Ocak 2014 Salı

Ara Güler



"Ne adamlar var!

Bana soruyorlar; 'Sen ne marka makineyle fotoğraf çekersin?' diye. Fotoğraf makineyle mi çekilir? Şimdi en iyi, en gelişmiş daktilo bende olsa en büyük yazar ben mi olurum? Roman daktiloyla mı yazılır?

Arkadaş (gözleriyle kalbini göstererek), fotoğraf burayla, burayla çekilir. Ben Singer dikiş makinesiyle bile fotoğraf çekerim! Şunlara bak. Alıyorlar Leica'yı, Canon'u, Nikon'u ellerine, yola düşüyorlar. Bir köylü mü gördüler. Dur! İki şipşak, tamam… Koyun sürüsü mü gördüler. Dur! İki şipşak, tamam… Çadır mı gördüler. Dur! İki şipşak, tamam… Ben bir çobanın fotoğrafını çekeceksem, onunla oturmalıyım, birlikte yemek yemeliyim, gece çadırında kalmalıyım… Onu tanımalıyım. Fotoğrafını ancak ondan sonra çekebilirim."

Ara Güler